Sosyal Medya

Güncel

NATO Zirvesi ve Türkiye: Varşova’da ne oldu?

"NATO Zirvesi’nden doğu kanadını Rusya’ya karşı güçlendirme kararı çıktı. Beklentimiz, İttifak’ın doğuya gösterdiği hassasiyeti, kendi kabul ettiği güvenliğin bölünmezliği ilkesi doğrultusunda Türkiye’nin de bir parçası olduğu güney kanada da yansıtması." Nurşin Ateşoğlu Güney, Al Jazeera için yazdı



NATO VarÅŸova Zirvesi’nde Ä°ttifak’ın doÄŸu ve güney kanatlarına yönelik yeni tehdit algılamaları karşısında hem müttefiklerinin güvenlik endiÅŸelerini yatıştırmak hem de olası devlet ve devlet dışı kaynaklı tehditleri bertaraf etmek için örgütün caydırıcılık mekanizmalarını kuvvetlendirme kararı aldı. Bu baÄŸlamda Ä°ttifak, DoÄŸu ve Orta Avrupa ile Baltıklarda ortaya çıkan ciddi Rus tehdidi karşısında ilgisini ÅŸimdilik DoÄŸu’ya yöneltmiÅŸ durumda.
 
SoÄŸuk SavaÅŸ sonrası dönemde uzun bir süre NATO, Moskova’nın ikna edilebilir olduÄŸu inancıyla hareket etmiÅŸti. Rusya’nın zayıf ve Batı ile iliÅŸkilerinde uyumlu olduÄŸu konusunda sahip olunan inancın verdiÄŸi özgüvenle, Brüksel SoÄŸuk SavaÅŸ dönemi NATO stratejisinin bir parçası olarak bilinen Ä°leri Savunma (Forward Defense) konseptini, Avrupa topraklarında yerleÅŸtirmiÅŸ olduÄŸu askeri varlığı kaldırmak suretiyle terk etmiÅŸti.
 
Avrupa baÅŸkentlerindeki hâkim inanca göre, Kıta Avrupası bir daha Rusya kaynaklı herhangi bir konvansiyonel veya konvansiyonel olmayan askeri saldırıyla karşı karşıya kalmayacaktı. Bu algıyla uyumlu bir biçimde NATO yeni bir Rusya politikası, adından da niteliÄŸinin tahmin edilebileceÄŸi Rusya’ya Öncelik (Russia First) politikasını geliÅŸtirdi. Bu politika sadece NATO-Rusya iliÅŸkilerini diyalog ve iÅŸbirliÄŸi çerçevesinde tanımlamak için kullanılmıyordu, aynı zamanda daha büyük bir güvenlik algılamasının parçasıydı. Bu algılama yüzünden Avrupa devletlerinin çoÄŸu SoÄŸuk SavaÅŸ’ın sona erdiÄŸi yıldan Ukrayna krizi patlak verene kadar, Ä°ttifak sınırları dışından kendilerine yönelik herhangi bir devlet ya da devlet dışı güvenlik tehditli olmayacağı varsayımıyla hareket edecek ve Avrupa’yı bir barış alanı olarak tanımlayacaklardı.
 
Barışın Avrupası algısı, 2015’te Ukrayna kriziyle radikal bir biçimde deÄŸiÅŸecekti. Öncellikle DoÄŸu ve Orta Avrupa ile Baltık ülkeleri, Rusya’nın sahip olduÄŸu yeni alan kontrol kapasitelerini, VarÅŸova Zirvesi’nde sık sık zikredilen ünlü Anti-Access/Area Denial (A2/AD) askeri kuvvetlerini ve bu kuvvetlerle birlikte Moskova’nın elinin güçlenebileceÄŸini gördüler. Zira Rusya A2/AD olarak anılan askeri kapasitesi ile kendisi için stratejik önemde kabul ettiÄŸi alanlara jeopolitik rakibi olarak algıladığı Batılıların ve tabii ki NATO’nun eriÅŸimini durdurmak istemiÅŸ ve bugün de bunu coÄŸrafi olarak birçok noktada baÅŸarmıştı. Ukrayna krizinin arkasında yatan askeri mantık, Rusya’nın A2/AD gibi kuvvetlerini, taktik nükleer savaÅŸ stratejisi ve melez savaÅŸ tecrübesiyle birleÅŸtirilebileceÄŸini gösteriyordu.
 
Rusya tehdidi sonucu, Soğuk Savaş sonrası ilk kez NATO üyelerinden bazılarına İttifak üyesi ülke askerlerinin konuşlandırılması kararı alındı.
Ä°ÅŸte tam da bu nedenle, söz konusu ülkeler Rus tehdidinin ciddi ve acil olduÄŸu kanısına vardılar. Ve bu durumun mutlaka bir ÅŸekilde ele alınması gerektiÄŸini düşünerek Ä°ttifak’a caydırıcılık konusunda tedbir alınması yönünde talepte bulundular.
 
Soğuk Savaş sonrası bir ilk
 
Sonuçta bu çaÄŸrılar VarÅŸova NATO Zirvesi’nde karşılığını buldu ve SoÄŸuk SavaÅŸ sonrası ilk kez NATO üyelerinden bazılarına Ä°ttifak üyesi ülke askerlerinin konuÅŸlandırılması kararı alındı. Çok yakında Polonya 1000 Amerikan askerini, Baltık ülkelerinden Letonya Kanada, Estonya Ä°ngiliz ve Litvanya Alman askerlerini topraklarında ağırlayacak.
 
Ortaya çıkan tablo Soğuk Savaş günlerini hatırlatmakla beraber, NATO bugün eskisinden çok daha karmaşık bir tehdit ve risk sarmalı ile karşı karşıya.
 
Yine de NATO VarÅŸova Zirvesi’nde, DoÄŸu ve Orta Avrupa ülkeleriyle Baltıkların algıladıkları yeni Rus tehdidi önceliklerden ilki oldu. NATO, bu öncelik sıralamasıyla, Rusya’nın tüm kapasitesiyle oluÅŸturduÄŸu tehdit ve riske karşı yukarıda bahsettiÄŸimiz yeni uygulamalarıyla artık müttefiklerine güvenlik teminatı (assurance) vermekte olduÄŸu noktadan somut olarak caydırıcılık (deterrence) ve savunma (defence) tedbirlerini doÄŸrudan devreye soktuÄŸu bir aÅŸamaya geçti.
 
Bu arada, İttifak Moskova ile ilişkiler bahis konusu olduğunda diyalog kapısını aralık bırakmayı da ihmal etmedi. Ancak diyalog mekanizmasının işlerlik kazanması için bir koşulun yerine getirilmesi de şarttı. Buna göre, Moskova ileride uluslararası toplumun saygın bir aktörü olarak üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiği zaman NATO da Rusya ile askıya alınan ilişkilerini canlandıracaktı.
 
‘GüvenliÄŸin bölünmezliÄŸi’ ilkesi ve Türkiye
 
Teminattan caydırıcılığa geçiÅŸ, NATO’nun SoÄŸuk SavaÅŸ sonrası tarihi için önemli bir adım. Ä°ÅŸin karmaşıklaÅŸtığı noktayı anlayabilmemiz için NATO VarÅŸova Zirve Bildirisi’nde dikkat çeken diÄŸer bir noktayı zikretmemiz lazım. Bu da, bildiride güvenliÄŸin bölünmezliÄŸi ilkesinin yer almış olmasıdır. Bu prensibin uygulanması halinde, Ä°ttifak içinde kanatlar arasında bir ayrım yapılmayacak ve böylece olası tehditler karşısında müttefiklerin güvenlikleri doÄŸu kanatta olduÄŸu gibi garanti altına alınmış olacaktı. Bu husus bir güney kanat ülkesi olan Türkiye için oldukça önemlidir.
 
Bilindiği üzere Türkiye son beş senedir Suriye ve Irak sınırından kendisine yönelen yumuşak ve sert güvenlik tehditlerini çoğunlukla kendi imkânlarıyla bertaraf etmeye çalışan bir İttifak üyesiydi. Bu bağlamda bugüne kadar, NATO bildirisinde de tehditler arasında yer alan güney kanada yönelik terörizm, mülteci sorunu, balistik füzelerin yayılması vb. riskler konusunda Ankara müttefiklerinden beklediği desteği maalesef tam olarak alamadı.
 
NATO ile Türkiye arasında yine de sınırlı bir iÅŸbirliÄŸi gerçekleÅŸti ve Suriye krizi nedeniyle Washington AnlaÅŸması’nın 4. Maddesi Türkiye’nin talebi üzerine iÅŸletildi. Sonuç, Patriot füze bataryalarının Türkiye’de konuÅŸlandırılmasıydı. Türkiye’nin güneyine süreli olarak yerleÅŸtirilen NATO Alman ve ABD Patriot’larının iÅŸlevi, güneyden, Esad rejiminden gelebilecek olası füze saldırılarını caydırmaktı.
 
VarÅŸova’daki zirvede odak doÄŸu kanadıydı, caydırıcılığın güçlenmesi güvenliÄŸin bölünmez bütünlüğü çerçevesinde ele alındı ama güney kanada yönelik tedbirler bu kanadın maruz kaldığı sorunları çözmekten ÅŸimdilik hâlâ uzak kalmaya devam ediyor.
Patriot’ların geri çekilmesinden sonra güneyden gelebilecek tehditlerin caydırılması için NATO gemilerindeki füze savunma yeteneÄŸine ve yine Türkiye’de konuÅŸlanmış Ä°spanyol Patriot’larına güvenildi. Oysa Ankara’nın pek çok sefer altını çizdiÄŸi bir gerçek vardı:  Suriye’de süregiden iç savaşın karmaşık yapısı nedeniyle, Suriye rejimi kaynaklı füze saldırılarını durdurmak için yerleÅŸtirilen füze karşıtı bataryalar, son beÅŸ sene zarfında buradan Türkiye’ye yönelen konvansiyonel saldırıları engelleyememiÅŸti. Hepimiz KatyuÅŸa füze saldırılarını, top ateÅŸlerini ve tabii ki Türk jetinin düşürülmesi hadisesini hatırlıyoruz.
 
NATO caydırıcılığındaki zafiyettin bir baÅŸka tecellisi, Rusya’nın Türkiye ve NATO hava sahasını ihtarlara raÄŸmen ihlal etmeye devam etmesiydi. Nitekim 24 Kasım’da Türkiye’nin uygulamakta olduÄŸu angajman kuralları sonucu bu ihlalleri yapan Rus jetlerinden biri Türk Hava Kuvvetleri tarafından düşürülmüş, bu olay sonrası iÅŸin ciddiyetinin farkına varan NATO, bir süredir göndermeyi planladığı ama gönderimini ertelediÄŸi AWACS’ları caydırıcılığı tesis etmek üzere hızla Türkiye’de yönlendirmiÅŸti.
 
AWACS kararının anlamı ne?
 
DoÄŸu ve güney kanatlarda farklı nedenlerle yaÅŸanan caydırıcılık zafiyeti ve teminat boÅŸlukları gölgesinde gerçekleÅŸen VarÅŸova Zirvesi’nde AWACS erken uyarı sistemleriyle ilgili alınan karar aslında çok önemli.
 
VarÅŸova Zirvesi’nde alınan kararlar doÄŸrultusunda Türkiye ve uluslararası hava sahasında DAÄ°Åž’le mücadelede, AWACS erken uyarı ve gözlem uçaklarının görevlendirilmesi, yani gerçekleÅŸecek ihlallere karşı bu uçakların Irak ve Suriye hava sahasını izleyecek olmasının neden önemli olduÄŸunu açıklayalım.
 
Her ÅŸeyden önce DAÄ°Åž’le mücadelede müttefikler arası gerekli istihbarat iÅŸbirliÄŸinin saÄŸlanması, terörizmle mücadele konusunda en gerekli hususlardan biriydi ve bu noktada AWACS’lar katkı saÄŸlayabilir.
 
Ä°kinci olarak deÄŸinilmesi gereken mesele, Suriye’deki Rus varlığı ile ilgili. BilindiÄŸi gibi Rusya’nın Suriye’de olgunlaÅŸtırmış olduÄŸu A2/AD kuvvet yapısı, Batı’nın/ NATO’nun OrtadoÄŸu bölgesine eriÅŸimini engelleyebilecek hale gelmiÅŸ durumda ve bu baÄŸlamda NATO caydırıcılığı bir zafiyet ile karşı karşıya.
 
AWACS’ların Ä°ttifak’ın güney kanadındaki varlığının bu zafiyet karşısında olumlu bir etki yapması beklenebilir; çünkü Rusya artık hava sahası müdahalelerinde bulunduÄŸunda doÄŸrudan NATO tarafından gözleneceÄŸini bilecek ve bundan imtina edecektir.
 
Alınan kararlar ne kadar etkili olabilir?
 
Görüldüğü ve beklendiÄŸi gibi VarÅŸova Zirvesi Ä°ttifak’ın doÄŸu kanadındaki caydırıcılığı güçlendirirken güney kanadı için de, doÄŸu kanat kadar açık ve güçlü olmasa da, bir ÅŸeyler söylüyor.
 
Bir güney kanat ülkesi olarak Türkiye’nin Suriye odaklı güvenlik problemlerinin VarÅŸova Zirvesi kararları sonrasında da, bu kararlara raÄŸmen maalesef bir süre daha devam etmesi öngörülebilir.
Bu açıdan en önemli ifadelerden biri VarÅŸova Zirvesi Sonuç Bildirisi’nde yer alan ve güney kanada yönelik Ä°ttifak’ın, sınırlarının ötesinin bir an evvel istikrara kavuÅŸturulması yönündeki ifadesi. Ancak, NATO bunu Türkiye’nin talep ettiÄŸi gibi güvenli bir bölge yaratmak yoluyla deÄŸil, bölgedeki Irak, Ãœrdün gibi kimi ülkelerin askeri kapasitelerinin eÄŸitilmesi ve askeri teçhizatlarının desteklenmesi aracılığıyla yapmak istiyor.
 
Oysa bugün terör ve mülteci krizi gibi önemli güvenlik sorunlarının kaynağı konumundaki Suriye’den yayılan ÅŸiddeti NATO’nun tercih ettiÄŸi araçlarla yatıştırmak pek mümkün görünmüyor. Bu yüzden, bir güney kanat ülkesi olarak Türkiye’nin Suriye odaklı güvenlik problemlerinin VarÅŸova Zirvesi kararları sonrasında da, bu kararlara raÄŸmen maalesef bir süre daha devam etmesi öngörülebilir.
 
Kısaca, VarÅŸova’daki zirvede odak doÄŸu kanadıydı, caydırıcılığın güçlenmesi güvenliÄŸin bölünmez bütünlüğü çerçevesinde ele alındı ama güney kanada yönelik tedbirler bu kanadın maruz kaldığı sorunları çözmekten ÅŸimdilik hâlâ uzak kalmaya devam ediyor.
 
Zirve’de kabul edilen kararlara baktığımızda, Türkiye’yi memnun etmeyen baÅŸka bir konu daha var. Ä°ttifak, yaptığı terör ve terörizm tanımı için sadece DAÄ°Åž, El-Nusra gibi radikal grupları referans almış durumda. Oysa Türkiye uzun bir süredir güney kanat ülkesi olarak da çok boyutlu terörizm tehdidi altında. Bu baÄŸlamda, maalesef, PKK ve PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD ile ilgili meÅŸru beklentileri Zirve’de görmezden gelindi.
 
NATO yetkilileri VarÅŸova Zirvesi’ni deÄŸerlendirirlerken belirli konularda müttefiklerin duydukları şüphenin de farkındalar. Bu yüzden ÅŸunu vurguluyorlar; Ä°ttifak’ın bu Zirve’de caydırıcılıkla ilgili aldığı kararlar, NATO’nun 2015 krizleri sonrasında girdiÄŸi yeni baÅŸlayan bir adaptasyon sürecinin parçası. NATO yeni güvensizliklerle nasıl baÅŸa çıkacağını ve müttefiklerini nasıl ikna edeceÄŸini bulmaya çalışıyor, dolayısıyla caydırıcılığın güçlenmesi konusu VarÅŸova’da alınan kararlarla sınırlı kalmayacak.
 
Buradan hareketle bundan sonraki diğer NATO toplantılarında Türkiye, güney kanatla ilgili taleplerini sıklıkla dile getirerek diplomasinin önüne çıkaracağı fırsatları kendi lehine döndürmeye çalışacaktır.
 
Umudumuz ve beklentimiz, Ä°ttifak’ın doÄŸuya gösterdiÄŸi özen ve hassasiyeti, kendi kabul ettiÄŸi güvenliÄŸin bölünmezliÄŸi ilkesi doÄŸrultusunda güney kanata da yansıtması.
 
Prof. Dr. NurÅŸin AteÅŸoÄŸlu Güney, Yıldız Teknik Ãœniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası Ä°liÅŸkiler Bölüm BaÅŸkanı ve BÄ°LGESAM BaÅŸkan Yardımcısı. 'Contentious Issues of Security and the Future of Turkey' (Asghate Publishing Company, 2007) baÅŸlıklı Türk dış politikası ve güvenlik konularını inceleyen derleme çalışma ile 'Batı’nın Yeni Güvenlik Stratejileri: AB-NATO-ABD' (BaÄŸlam Yayıncılık, 2006) baÅŸlıklı kitabın yazarı.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.